Yılmaz: Enflasyonda 23,5 puanlık düşüş var

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CNN Türk ekranlarında Hakan Çelik’in sorularını yanıtladı.

Yılmaz “Politikalarımız kararlı formda uygulandı. Bilhassa memleketler arası kuruluşların not artışları, CDS’lerdeki gerilemeler farklı noktada olduğumuzu gösteriyor. Siyasetler gündelik değişecek şeyler değil. Sonuç almaya başladık. Programımız çalışıyor. Risklerimiz azalıyor. Dezenflasyon sürecine girmiş durumdayız. 3 ayda 23.5 puanlık düşüş var enflasyonda” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın açıklamaları şöyle:

Bölgemizde genel manada jeopolitik tansiyonların yükseldiği periyottan geçiyoruz. Hepimizin yüreğini yakan görüntüler görüyoruz. Bayan, yaşlı, hasta demeden ağır atakla insanlık kabahati işleniyor. Netanyahu hükümeti soykırım hatalısı olarak sanık sandalyesinde. Gazze içinde Filistinlilere yaptıkları yetmezmiş üzere tansiyonu bölgeye yaymaya çalışıyor. Farklı bir bağlam oluşturma uğraşında. Gazze’de yaşanan insanlık kabahatlerini unutturmamamız lazım. Hak ettikleri cezayı görünceye kadar takipçisi olacağız. Bölgesel tansiyonun yükselmemesi için Türkiye uğraş sarf ediyor. Bölgenin refaha gereksinimi var. Ülkeler ortasında barışçıl ortam oluşmasına gereksinim var. 1967 sonlarını temel alan hakkaniyetli tahlil oluşmadan bu bölgeye istikrar gelmesi mümkün değil. Kudüs’te barış olmadığı sürece global barışın da olması mümkün değil. Filistinli mazlumlar kazanacak. Biz tarihin yanlışsız tarafındayız. Bütün yetkililerimiz gece gündüz uğraşıyorlar. Memleketler arası hukuka inanç zedelendi. Bir noktada geç de olsa bu yanlışlardan dönülür. Memleketler arası topluluğun baskı uygulaması lazım.

İsrail’in İran diplomatlarına atakları provokatif yaklaşım. Ateşkes yapmak yerine ateşkes müzakerelerini yapan Hamas’ın önderine atak yaptı. Netanyahu’nun barış yapmaya niyeti yok. Kendi varlığını devam ettirmek için, Gazze’deki soykırımı çatışmalarla örtme çabası içinde.

Şu ana kadar ABD gücüne yakışır bir yaklaşım ve sonuç elde etmedi. Biden idaresi devretmeden evvel bir ölçü uğraş içine girdi maalesef etkisiz kaldığını görüyoruz. ABD üzere bir güç İsrail’e silah, finansal dayanak veren güç. Buradaki yaklaşımda şu yanlış; İsrail ne yaparsa yapsın şartsız destekleriz mantığı bu görüntüyle müsabakamızı sağlıyor. Hukukun üstünlüğü kavramı burada yerle bir edilmiş durumda. Soykırımdan yargılanan yöneticiyi tekraren alkışlıyorsunuz.

“PROGRAMIMIZ ÇALIŞIYOR”

Politikalarımız kararlı biçimde uygulandı. Bilhassa memleketler arası kuruluşların not artışları, CDS’lerdeki gerilemeler farklı noktada olduğumuzu gösteriyor. Siyasetler gündelik değişecek şeyler değil. Sonuç almaya başladık. Programımız çalışıyor. Risklerimiz azalıyor. Dezenflasyon sürecine girmiş durumdayız. 3 ayda 23.5 puanlık düşüş var enflasyonda. Nereye hakikat gidiyorsunuz, istikamet. İstikamet hakikat olduğu sürece nereye gerçek gittiğiniz netse trendi görüyorsanız programa olan inanç pekişiyor. Tenkitler olacak, hürmet duyuyoruz.

Maliye siyasetlerini değerlendirirken sarsıntı faktörünü gözardı etmememiz lazım. 14 milyon nüfusu etkileyen bir sarsıntı. 2 yılda harcamalarımızı çekersek 2,5 trilyon lira kaynak ayırdık zelzeleye. 450 bin konut inşa ediyoruz. Altyapılar, yollar, tüneller tahrip oldu. Yeni yerleşim yerlerine okul, hastane yapıyorsunuz. Bütün bunlara baktığımızda çok önemli manada büyük gelişmiş ekonomileri etkileyecek kadar büyük. Önemli mali disiplinle hareket ediyoruz. Mali siyasetlerde disiplini elden bırakmıyoruz. Verimlilik çok değerli. Harcadığınız kaynağı hakikat kullanıyor musunuz? Sulama projelerini önceliklendirdik. Tarla için yaparsanız esere dönüşecek yatırım.

Su zengini bir ülke değiliz. Suyun yüzde 70’inden fazlası tarımda kullanılıyor. Su varlığına nazaran bitki deseni oluşturmamız çok değerli. Çiftçiye mazot dayanağı verilmeyecek diye dezenformasyonlar oldu. Tam tersine stratejik bölüm olarak görüyoruz tarımı. Bunu daha planlı biçimde yapacağız. Enflasyon sepetinde besinde eksi gördük. Olumlu seyir görmeye başladık. Önümüzdeki devirde arzı artırıcı siyasetler, GAP, DAP üzere projelerimiz var. Oralarda da yeni yaklaşımlar geliştirmeye çalışıyoruz. Gençlerin tarımla daha fazla ilgilenmesi lazım. Yaş ortalaması 58. Gençleri destekleyeceğiz. Doğurganlık süratimiz Fransa’dan daha düşük. Burada kritik eşik 2.1’dir, bizde 1.5’te. Biz kritik noktanın çok altındayız. Bizim en büyük gücümüz insanımız. Bunu giderek kaybediyoruz. Cumhurbaşkanımız boşuna 3 çocuk demedi yıllarca. Bu en temel sıkıntılardan birisi. Bir mühlet sonra Türkiye’nin nüfusu düşmeye başlayacak.

“TÜRKİYE’DE 3 MİLYON SURİYELİ VAR”

Vatandaşımız haklı olarak sistemsiz göçten şikayetçi. Sistemsiz göçle sonuna kadar çaba ediyoruz, etmeye devam edeceğiz. Hukuk dışı, kayıt dışı ülkemize gelip yaşayanlar. İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere önemli gelişmeler var. Suriyeliler problemi farklı. Süreksiz muhafaza diyoruz, çatışmalardan ötürü yaşayanlar için. Ölçüsüz ayarsız açıklamalar yapılıyor. Yakın gelecekte İçişleri Bakanı çalışma yaptı, 3 milyon civarında. Onu söyleyenler sokakta gördüklerini Suriyeli zannediyorlar. Suriye’de geri dönüşler hızlanıyor, 700 bin dönüş oldu. 

Orta Doğu yangın yerine döndü. Herkesin hakkını hukukunu koruyarak Suriye’de yapı oluşması bizim için kıymetli. Sistemli göç denen bir şey de var. ABD’de greencard var, tüm ekonomiler gelişmişlik düzeyine ulaştığında kimi mevzularda çalışacak insan bulamıyorsunuz. Planlı olmak kaydıyla tertipli göçe de ülkemizin muhtaçlığı var. İş dünyası gereğince iş gücü bulamamaktan şikayet ediyor.

“DOĞRUDAN YATIRIMLARIN ARTMASINI BEKLİYORUZ”

Yeniden yerleşme nizamı oluşuyor endüstride. Üç kıtanın ortasında lojistik avantajları olan, genç nüfusu olan bir ülkeden bahsediyoruz. Önümüzdeki devirde yatırımların hızlanmasını bekliyoruz. Global yatırımların yüzde 1’ini alır hale geldi Türkiye. Emtia fiyatları bizim lehimize. Petrol başta olmak üzere düşüş oldu. Ölçülü seyirde gidiyor. En büyük pazarımız AB ve MENA. Buralarda da nisbi olarak büyümenin artmasını bekliyoruz. Türkiye 2025’te olumlu ortama yanlışsız gidiyor. Direkt yatırımların artmasını bekliyoruz.

5.5 milyar dolar savunma sanayi ihracatımız. Bize parayla vermedikleri eserleri biz dünyaya satıyoruz. Gerçek bağımsızlık teknolojik gücünüzle oluyor. Turizm büyük performans gösterdik. Geceleme başına gelirimiz de artıyor. Turizmde 2027 maksadı 74 milyar dolar.

Bu bölgede yaşayan insanların menfaatleri ortak. Bölgesel dinamik harekete geçince tüm ülkeler hissesini alıyor. Türkiye refah üreten bir ülke. Komşularıyla birlikte de neden başarmasın.

“TÜRKİYE KİLİT DURUMDA”

Türkiye’nin coğrafyası dünyanın farklı ülkeleriyle alaka gerektiren bir coğrafya. Her halükarda 360 derece bağ yapmamız gerekiyor. NATO üyesiyiz, AB aday ülkesiyiz. Türkiye kilit durumda.

Demokrasi ve kalkınma için hukuk olmazsa olmaz. Adalet kavramı çok çok değerli. FETÖ bu kavramı yıprattı. İnsanı unuttuğunuz vakit her şey mekanik hale döner. Burada da ekonomik olarak baktığımızda öngörülebilirlik. Yatırımların düşmanı belirsizliktir. Türkiye’de güçlü bir cumhurbaşkanlığımız var. Siyasi istikrarımız var. Siyaset belirsizliklerini de OVP ile ortadan kaldırdık. Adalet sisteminde yapmamız gerekenler var.

ERKEN SEÇİM TARTIŞMALARI

Türkiye seçimlerini yaptı, siyasi belirsizlikler ortadan kalktı. Altın kıymetinde bir devirdeyiz. Sürekli seçim yapılan ülkede orta ve uzun vadede bu işleri yapamazsınız. Bundan bahsetmeyi anlamsız ve faydasız bulduğumu arz etmek isterim. Kısır siyasi çekişmelere dönmek hiç kimseye yarar sağlamaz. Bu devri halkımızın refahı için değerlendirmeye kararlıyız.

“ENERJİDE ÇOK BOYUTLU POLİTİKALARIMIZ VAR”

Yenilenebiliri destekliyoruz. Su potansiyelimizi değerlendirmeye devam ediyoruz. Nükleer teknolojileri önemsiyoruz. Güç verimliliği. Kaynakları gerçek kullanmalıyız. Gabar’da petrol, Karadeniz’de doğal gaz üzere. Çok boyutlu politikalarımız var.

Dalgalı kur rejimimiz var. Piyasada döviz arzı ve talebiyle belirleniyor. Dalgalı kur rejimini uygulamaya devam edeceğiz. Spekülatif hadise yoksa piyasa kuru belirler. Dezenflasyon siyaseti izleyen ülkelerde yerli paranın cazibesi artar. Bu da döviz kurunda farklı bir konum getirir. Rekabet açısından birtakım kesimleri etkileyebilir. TL bedel kazanıyor, ihracatımız 264 milyar dolara çıkacak. Kur tek belirleyici değil. Gelecek yılın ortalarında farklı şeyler olacağına inanıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir