Faslı ve Latin Amerikalı göçmenler ile Romanların çoğunlukta olduğu ve yaklaşık 40 yıl evvel başlayan gecekondulaşmayla büyük bir varoş mahallesi haline gelen Canada Real, bugünlerde Madrid’in en değerli toplumsal meselelerinden biri oldu.
Enerji şirketi Naturgy’nin yasa dışı ve kaçak kullanıldığı gerekçesiyle Ekim 2020’de elektriğini kestiği Canada Real’de 1800’ü çocuk yaklaşık 4 bin 500 kişi, elektriksiz üçüncü kışına girmeye hazırlanıyor.
“Buraya bir daha elektrik gelmez” denilen ilçede, çabucak hemen her meskenin çatışında ya da bahçesinde, derme çatma bir güneş gücü paneli bulunuyor.
Buzdolabı ve televizyon için elektrik muhtaçlıklarını buradan karşılayan halk, sobalarla ısınmaya çalışırken mazot değerli olduğu için jeneratörleri de mümkün olduğunca az kullanıyor.
Canada Real’de 40 yıldır yaşayan 80 yaşlarındaki Alicia-Antonio Alvarez çifti, AA muhabirine, hiçbir vakit yasal elektrik kullanmadıklarını belirtti.
Çift, herkesin kaçak elektrik kullanması nedeniyle trafoların yandığını, kazanılmış hakları olmasına karşın elektrik müracaatlarına daima olumsuz yanıt aldıklarını tabir ederek hayli güç bir ömür sürdürdüklerini anlattı.
Kocasının önemli sıhhat sıkıntıları olduğunu lakin ambulansın bile konutlarına gelmediğini kaydeden Alicia, “Perişan halde yaşıyoruz. Bizi canlı diri gömmek istiyorlar.” diye konuştu.
“Fas’ta bile bu türlü bir şey yok. Üçüncü dünya ülkesi gibi”
Bölgede 20 yıldır yaşayan Faslı Said de “Herkes üzere ben de toplumsal güvenlik katkı hissemi ödüyorum. Ne elektriğimiz ne de suyumuz var. Hiçbir şey vermeden bizi buradan atmak istiyorlar. Eşim var, çocuklarım var. Mazota verecek paramız yok. Güneş panellerinin yarısı çalışmıyor. Kışın odun yakarak ısınıyoruz. Fas’ta bile bu türlü bir şey yok. Üçüncü dünya ülkesi üzere.” sözleriyle keder yandı.
“Elektriğimiz yok, sıcak suyumuz yok. Kışlar çok güç geçiyor.” diyen 75 yaşındaki Juan Ramon Vincente de herkes üzere kendilerinin de davalık olduğunu, kimsenin bu duruma tahlil getirmediğini söyledi.
Avrupa’nın kıymetli başkentlerinden biri olan Madrid’in yakınlarında yaşanan bu insanlık dramına karşı sivil toplum örgütlerinin yaptığı tüm teşebbüsler karşılık bulmadı.
Son olarak Avrupa Kuruluna bağlı Toplumsal Haklar Avrupa Komitesi de aldığı bir kararla, Canada Real’deki durumun kabul edilemez olduğunu belirterek acil tahlil bulunmasını istedi.
Komite, İspanyol hükümetine ve Madrid lokal yönetimine “Elektriğe erişimi olmayan, bilhassa hassas kümeler (çocuklar, engelliler, tıbbi rahatsızlıkları olanlar, yaşlılar) önemli sıhhat riskiyle karşı karşıya bulunmaktadır. Ayrıyeten bölge halkı toplumsal dışlanma riski altındadır. Onarılamayacak yaralar açma riski olan bu duruma karşı yetkililerin acil tedbirler almasını, tüm insanların elektrik ve ısınmaya erişiminin sağlanmasını talep etmekteyiz.“ çağrısında bulundu.
“Avrupa’nın kalbindeki Canada Real’deki bu rezaletin ortadan kalkması gerekiyor”
Bölgeye haftada bir insani yardım gereci götüren Madrina Vakfının Başkanı Conrado Gimenez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Burası Avrupa’nın en büyük varoşu. İspanya’nın, Avrupa’nın kalbindeki Canada Real’deki bu rezaletin ortadan kalkması gerekiyor.” dedi.
Gimenez, “Kaçak elektrik kullanımını ve uyuşturucuyu herkes biliyor ancak bunu engellemek yerine binlerce aileyi etkileyecek biçimde elektriği kestiler. Topraklarla yollar kapatılarak ulaşım engelleniyor, alternatif sunulmadan meskenler yıkılıyor.” tabirlerini kullanarak Canada Real için tek tahlilin, gecekondularda yaşayan ailelere yeni yerler bulunması, kazanılmış haklarının olanlarla müzakere edilmesi olduğunu söyledi.
Canada Real’deki su, elektrik ve çocukların eğitimi üzere meselelerin her vakit olduğunu lakin herkesin bildiği uyuşturucu sorununun bir türlü çözülemediğini anlatan Gimenez, kelamlarını şöyle bitirdi:
“Burada büyük ölçülerde uyuşturucu bitkileri üretiliyor ve satılıyor. Kim oldukları biliniyor. Canada Real’i mahveden kanser bunlar. Polis, denetim altında oldukları için buradaki uyuşturucuya göz yumuyor. Herkesin bildiği bu rezilliğe daha fazla müsaade verilemez. Uyuşturucu satan bu çetelerin ortadan kaldırılması gerekir. Devlet, burada yaşayan aileleri, çocukları korumak zorundadır. Gereken yapılmazsa sorun daha da büyüyebilir.”