Azerbaycan’ın İkinci Karabağ Savaşı’nda elde ettiği zaferin 2. yıl dönümünde “8 Kasım Zafer Günü” Ankara’da resepsiyonla kutlandı.
Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçiliğince düzenlenen resepsiyona Kara Harp Okulu mesken sahipliği yaptı.
Resepsiyona Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakan Yardımcısı Rıdvan Duran, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Müşaviri Hikmet Hacıyev, Azerbaycan-Türkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Ehliman Emiraslanov, Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Reşad Mammadov, Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesi, AA Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Özhan ve çok sayıda davetli katıldı.
Program, şehitler için hürmet duruşunda bulunulması ve Türkiye ile Azerbaycan ulusal marşlarının okunmasıyla başladı. Merasimde konuşan Hacıyev, Ermenistan’ın Karabağ’ı işgalinden bugüne bölgedeki sürece değindi.
Türkiye’nin, bağımsızlığından bu yana Azerbaycan’ın yanında yer aldığına işaret eden Hacıyev, “(Karabağ Zaferi’nde) Kardeş Türkiye’nin Azerbaycan’ın yanında olması ve bütün Türk halkının Azerbaycan’a manevi, siyasi, diplomatik takviyesini Azerbaycan halkı hiçbir vakit unutmaz. 80 milyonluk Türkiye’nin kalbi Azerbaycan ile birlikte atıyordu.” dedi.
Hacıyev, Ermeni güçlerinin İkinci Karabağ Savaşı’nda Azerbaycan kentlerinde sivilleri amaç alan hücumlar düzenlediğini, lakin Azerbaycan ordusunun memleketler arası hukuka riayet ettiğini ve savaş meydanında karşılık verdiğini vurguladı.
Zaferin akabinde Azerbaycan’ın Kafkaslar’da barışın, kalkınmanın sağlanması için yeni bir süreç başlattığını lisana getiren Hacıyev, “Ermenistan’dan farklı olarak Azerbaycan, Ermenistan’a barış muahedesini imzalamayı teklif etti. Bu bizim onlardan farkımız. Onların bize yaptıklarına bakmayarak, biz her vakit barışı isteyen bir millet ve halk olduk.” diye konuştu.
Hacıyev, Ermenistan’ın işgali sırasında bölgede yaşanan tahribata değinerek, “Dünyanın hiçbir yerinde barbarca kentlerin mahvedilmesi tahminen de görülmemiştir. Azerbaycan’ın 9 kenti 30 yıllık işgal boyunca, yeryüzünden silinmiş. Bu türlü bir kent kalmamış. (Öncesinde) 50 bin kişinin yaşadığı Fuzuli kenti Azerbaycan güçlerince kurtarıldığında bayrağımızı asmaya bina bulamadık. İşgalden kurtarılan topraklarda, işgal başlamadan evvel 67 mescidimiz vardı. 67 mescitten 65’i tam olarak mahvedilmiş. Mahvedilmiş demek az, mescidin içerisine domuz koymuşlar. Bu da Türk insanına ve bütün Müslümanlara karşı hakaret ve nefretin bir örneği.” sözlerini kullandı.
Türkiye ile Azerbaycan ortasında imzalanan Şuşa Beyannamesi’nin iki ülke ortasında var olan kardeşliği, müttefikliği pekiştirdiğine vurgu yapan Hacıyev, “Şuşa Beyannamesi’ni gelecek jenerasyonlara aktarmalıyız. Bu bizim manevi ve kardeşlik borcumuz.” formunda konuştu.
Azerbaycan-Türkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Emiraslanov ise Karabağ Zaferinin yalnızca Azerbaycan’da değil, tüm Türk dünyasında sevinçle karşılandığını belirtti. İkinci Karabağ Savaşı’nın birinci gününden itibaren Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Azerbaycan’ı desteklediğini ve bu dayanağın devam ettiğini lisana getiren Emiraslanov, “Kardeş Türkiye’nin verdiği dayanak sayesinde Azerbaycan ordusu büyük zafer kazandı. Sayın Erdoğan’ın, ‘Azerbaycan yalnız değil, Türkiye, Azerbaycan’ın yanındadır’ kelamı, Azerbaycan halkına, Azerbaycan ordusuna büyük güç, ruh verdi ve bu da zaferle sonuçlandı. Kardeş Türkiye, kardeş Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Azerbaycan’a verdiği bu dayanak ve yardımlardan ötürü minnetimizi lisana getirmek istiyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Emiraslanov, Türkiye ile Azerbaycan ortasındaki kardeşliğin en yüksek düzeyinde olduğunu, iki ülke ortasındaki kardeşlik ve dostluk bağlarının tüm dünyaya örnek olduğunu kelamlarına ekledi.
Programda, Azerbaycan’ın Karabağ Zaferine giden sürecin anlatıldığı kısa sinema gösterildi.