Emekli askerler, Konak’ta Kara Harp Okulu’nda mezuniyet merasimi sonrası kılıç çatarak, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları atan teğmenlerin Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihraç istemiyle Yüksek Disiplin Konseyine sevk edilmelerine karşı ”Teğmenime Dokunma” başlıklı basın açıklaması yaptı.
“NASIL RAHATSIZLIĞA NEDEN OLABİLİR”
Emekli askerler ismine Jandarma Tuğgeneral Gazi Şerafettin Kaplan konuşarak şunları söyledi:
“Kara Harp Okulu’ndan 30 Ağustos 2024 tarihinde, mezun olan bir küme teğmenin, mezuniyetlerini özel olarak kutlamak için, resmi merasimin akabinde bir ortaya gelip kılıç çatarak, klasik subaylık ismini içip ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ demiş olmalarını bazılarını rahatsız etmiş. Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, ülkenin parçalanamaz bütünlüğünü, Türk Ulusunun namus ve erdemini muhafazaya ant içmek nasıl rahatsızlığa neden olabilir. Olaydan iki hafta evvel, Özel Kuvvetler Komutanlığında, komuta kademesi huzurunda yapılan bir merasimde ant içilmiş ve vazifeli subaylarda kutlanmıştır. Sıralı üst seviye kumandanlar, teğmenlerin kılıç gösterisini, disiplinsizlik olarak açıkladılar ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nde disiplin anlayışının her vakit en kıymetli konu olduğunu vurguladılar. Disiplin elbette askerliğin temelidir lakin resmi merasimin bitmesiyle, teğmen olmanın heyecanını yaşayan, yıldızlarını yeni takmış gençlerin bir ortaya gelip mezuniyetlerini özel olarak kutlamak istemelerinin disiplinsizlikle ne ilgisi olabilir?
‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diyen teğmenlerin aksiyonu nasıl oluyor da hata kapsamına alınabiliyor? Asker ve sivil Mustafa Kemal’in askerleri, Atatürk’ün yol arkadaşları olan bizler bugün burada en genç ‘Mustafa Kemal’in Askeri’ olan teğmenlerimize yapılmakta olan haksız ve hukuksuz süreçleri reddetmek ve teğmenlerimize dayanak olmak üzere toplandık.
“DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMİYORUZ”
Kara Harp Okulu’nda her yıl 13 Mart’ta Atatürk’ün okulumuza girişini anma merasiminde, O’nun yaka numarası okunurken bütün Harbiyeliler ‘içimizde’ diye haykırırlar. 13 Mart 2024 tarihinde yapılan kutlamada birebir haykırış salonu inletirken, protokol sıralarında oturan bütün üst seviye kumandanlar ve konuklar bu haykırışı çılgınca alkışladırlar. O gün bu çılgınca alkışlayan eller, medyada dolaşan haberlere nazaran bu teğmenleri Türk Silahlı Kuvvetleri’nden bağlarını koparmak ya da cezalandırmak için imza atmaya hazırlanmaktadırlar. Bu olasılığın gerçekleşmeyeceğine, şayet düşünülüyorsa bile, yanlıştan dönüleceğine inanmak istiyoruz. Bu gerçekleşirse, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden bağı koparılacak ya da cezalandırılacak olan sadece teğmenler değil, şahsen Mustafa Kemal Atatürk olacaktır. Atatürkçü, vatan uğruna gerekirse canını vermeye meslek andı içmiş olan her seviyedeki Türk askerinin koltuk, makam ve ikbal hırsıyla bu türlü bir karara imza atabileceklerini düşünmek bile istemiyoruz.
“KİMİN ASKERİ OLMASINI İSTERDİNİZ”
Hukuka alışılmamış olarak ayırma ve ceza karara alınırsa, o vakit karara imza atanlara sormak gerekir: Teğmenlerin kimin askeri olmasını isterdiniz? ‘Türk Silahlı Kuvvetleri’nin prestiji zedelendi’ diyorlar. Tam bilakis bu idealist gençler kaybedilen prestiji tekrar kazanma ve millete umut olma sevdasındalar. Atatürk ün askeri, genç teğmenler, haksızlığa uğrayabilirsiniz, sakın yılmayın. Gençliğe hitabeyi tekrar tekrar okuyun. Rehberiniz Atatürk olduğu sürece, zorluk çekebilirsiniz lakin başınız asla eğilmez.”