Türk Hava Yolları’nın (THY) iştirak şirketi olan ve 104 uçakla kurulan AJet resmi olarak birinci uçuşlarına 31 Mart’ta başlamıştı. AJet’in İstanbul- Kahire sınırı özel bir uçuşla açıldı. AJet, Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan 2 Ağustos saat 00.45’te kalkarak Mısır’ın başşehri Kahire’ye birinci uçuşunu gerçekleştirdi. Mısır’ın Ankara Büyükelçisi Amr Elhamamy’inin de bulunduğu uçuşun akabinde merasim yapılarak kurdele kesildi. Merasime Mülki İdari Amir Halil Avşar, Sancaktepe Kaymakamı Ahmet Karakaya, AJet Genel Müdürü Kerem Sarp ve AJet yöneticileri katıldı.
Hat açılışının akabinde sabah saatlerinde gazetecilerle bir ortaya gelen AJet Genel Müdürü Kerem Sarp açıklamalarda bulunarak, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Birinci günden beri yerli markalarla çalıştıklarını tabir eden Kerem Sarp, kendimiz dizayn yaptırıyoruz ve kıyafetimizden tutun bütün programlarımızı, aldığımız eserleri, yazılımlara kadar yerlilerle ilerlemeye çalışıyoruz. En azından bu kazandığımız para yurt dışına gitmiyor, bir halde Türkiye ekosisteminin içinde kalıyor, buna dikkat ediyoruz” dedi.
“ŞİDDET UYGULAYANLAR UÇAKLARIMDA UÇAMAZLAR”
Sarp, “Son vakitlerde rahatsız olduğum bir mevzu var. Yalnızca bizde de yaşanmıyor, bütün havayolu şirketlerinde de yaşanıyor. Malum Avrupa’da belirli bir gecikmenin tesirini Türkiye’de yaşıyoruz ve uçaklar Avrupa’ya giderken uzun slot dediğimiz kalkış müsaadeleri için uçak içinde beklemeler oluyor. Hem bizde yaşanıyor hem öteki bölümlerde de. Yolcularımız güya bu işin müsebbibi oradaki kabindeki misyonlu arkadaşımız ya da yer hizmetlerindeki arkadaşlar üzere davranıyor. Son vakitlerde istemediğimiz şiddet olaylarına maruz kalıyorlar bu arkadaşlar. Sahiden ne oluyor. Toplumda gördüğümüz hastanede doktora saldıran, okulda öğretmene saldıran, gittiği bir yerde hizmetle alakalı bir sorun olduğunda oradaki şahsa saldıran… Zihniyet birebir aslında. Uçakta kendi çocuğunuz olabilir, yeğeniniz olabilir, kardeşiniz olabilir. Yani kendi ailenizden birisine, dostunuza yapılmasını istemediğiniz bir hareketi niçin orada kabin görevlilerine yapıyorsunuz. Şunu açıkça söyleyeyim uçakta benim kabin vazifelisi arkadaşıma bu halde şiddet uygulayan şahıslarla alakalı hem yasal haklarımı kullanıyorum hem de bu usul yolcular uzun müddet benim uçaklarımda uçamazlar. Ve onları blacklist dediğimiz uygulamamız var. Blackliste alıyorum ve bundan sonra uçaklarda uçamayacaklar. Hiçbir şey bir beşere saldırmayı haklı gösteremez, göstermemesi de gerekiyor. Havacılığı insanlara anlatmamız gerekiyor. Diyelim ki trafiktesiniz. Trafik polisi ya da bölgesine nazaran jandarma sizi trafikte durdurup denetimli geçiş sağlıyor ya da trafiği kesti. Ne yapıyorsunuz? Otomobilin gazına basıp yolda ilerlemeye çalışabilir misiniz? Çalışamazsınız. Uçak da bu türlü. Havacılıkta da bu uçakta yolcu alıyorsunuz sizin vaktiniz uçağın seferi geldiğinde kapıyı kapatıyorsunuz ve kuleden müsaade istiyorsunuz, motor çalıştırma müsaadesini farklı istiyorsunuz. Kule hava trafiğinin yoğunluğuna nazaran diyor ki, ‘Bekleyin biz size haber vereceğiz.’ Kapalı alanda beklemek ne olursa olsun kabin görevlisine ya da pilota saldırmayı hiçbir formda haklı göstermez. Toplum olarak bunların üzerine gitmemiz gerekiyor. Bugün uçakta kabine saldıran yolcu yarın hastaneye gidiyor doktora saldırıyor, okula gidiyor öğretmene saldırıyor, otele gidiyor resepsiyoniste saldırıyor. Yani toplum olarak sahiden kimi duyarlıklarımızı, hassasiyetlerimizi arttırmamız gerekiyor” biçiminde konuştu.
“MISIR BİZİM İÇİN DEĞERLİ BİR NOKTA”
Sarp, “AJet olarak yurt dışında açtığımız ikinci destinasyon. Daha evvelki uçuşta hakların tamamını Türk Havayolları’na devrederek gelmiştik. Mısır bizim için kıymetli bir nokta. Yaklaşık 2-3 yıldır uçmak istediğimiz bir yerdi. Ekim ayında da Mısır’da, Hurgada ve Şarm destinasyonlarını açacağız. Mısır’daki destinasyon sayısını üçe getireceğiz. Mısır bizim Sabiha’dan uçtuğumuz 40’ncı destinasyon. Burada biz birinci etapta kampanya ile başladık, 79 Euro fiyattan başladık. Uçakta gelirken Mısır Ankara Büyükelçisi de yanımızdaydı. Sizin de girmenizle fiyatlar biraz daha aşağı çekiyor. ‘Ben gelmeden evvel baktım, daha uygun fiyatlar var’ dedi. Bu sayede bilhassa Mısır tarafından Türkiye’ye turizm manasında bayağı bir talebin olduğunu söyledi. Hem Mısır’dan Türkiye turist sayısının artmasına katkı sağlayacağız, birebir halde artık Türkiye’de de artık vatandaşımız yalnızca yurt içinde seyahat yapmıyor. Onlar da yeni destinasyonlar arıyorlar. Onlar da Mısır’a, Hurgada ve Şarm’a süreç açtığımızda daha ekonomik fiyatlarla uçuş imkanı sağlayacaklar. Bu biçimde iki ülke ortasındaki hem turizmi geliştirmeye hem de ticari bağların gelişmesinde bir köprü misyonunu göreceğiz biz. Tıpkı vakitte Mısır, biliyorsunuz Kahire piramitleri tarihi ve kültürü ile hoş ve kıymetli bir ülke, ilgi çeken bir ülke. Bugün 33 ülkeye uçuyoruz. Bundan sonraki 5 yıllık maksadımız birinci başta 9 ülkeye daha uçak eklemek, ondan sonra bir sonraki 5 yılda 8- 9 ülkeyi ekleyerek ve 51 ülkeye uçacak bir uçuş ağına kavuşmak istiyoruz” sözlerini kullandı.
“TAMAMEN SIFIRDAN YENİ BİR HAVAYOLU KURULDU”
Kerem Sarp, “Biz kendimizi anlatamamışız. Beşerler ‘Anadolujet’ti, AJet oldu. Yalnızca tabela değişti’ sanıyorlar. Aslında olay yalnızca markanın isminin değişmesi değil. Büsbütün sıfırdan yeni bir havayolu kurulması. AJet, Türk hava Yolları’nın deneyimi, kültürü, birikimi ile büsbütün sıfırdan bir havayoludur. Bütün sistemler yenidir” dedi.
“ROTARLARLA HATIRLANMAK İSTEMİYORUZ”
Rötarlarla hatırlanmak istemediklerini belirten Kerem Sarp, “Bizim amacımız geçen sene Temmuz ayında Anadolujet markasıyla bizim vakitte kalkış oranımız yüzde 53. Ağustos ayında da yüzde 53. Aslında geçen yıldan bu sene havacılıkta çok büyük bir güzelleşme olmadı. Hava alanlarında ya da havalimanlarında bize soruldu, dediler ki ‘Sizin maksadınız nedir.’ Realist gayeler koyduk. Dedim ki benim gayem Temmuz ayında geçen sene 53 olan vakitte kalkış oranını vakitle 60’ların üzerine çıkartmak. Temmuz ayında sahiden koyduğumuz, yaptığımız planlamalar sonunda şunu gördük. Ortalama vaktinde kalkış oranımızın 61’e çıktığını gördük. Artık biz 61 olurken dünya ne oldu ona da bakıyoruz. Zira sonuç prestijiyle uçağı kaldırdığınızda bu uçak kalkarken, Avrupa hava alanına giderken, oradan bir kalkış için müsaade istiyor. Zati geç kalkıyor, gelişte de geç geliyor. Otomatikman sizin bütün planınızı bozuyor” halinde konuştu.
“MEVSİM DEĞİŞİKLİKLERİ HAVACILIĞI ETKİLİYOR”
İki yıl Türk Hava Yolları’nda operasyondan sorumlu genel müdür yardımcılığı yaptığını söyleyen Sarp, “Bizim doğu Anadolu bölgesi ve Güneydoğu Anadolu nispeten sıcaklığın fazla olduğu yerlerde hava sıcaklıklarından ötürü uçakların bir kalkış tartısı var. Ve motorların performansı var. Bunun üzerine çıktığınız vakit bu uçakları kaldıramıyorsunuz, emniyetli değil. Yolcu bıraktığımız yani uçak dolu, yolcu indirmek zorundasınız. Bu kalkış yüküne ulaşabilmeniz için bagaj bıraktığınız seferler oluyor. Biz bunu daha çok Afrika’da yaşıyorduk, zira Afrika’da da daima bir sıcak hava dalgası var ve operasyona nazaran bagajları götürmediğiniz seferler vardı. Uçağın kapasitesi 189. 140 yolcu ile 150 yolcuyla mevsimine nazaran kaldırdığın seferler var. Bu sene Türkiye’de, Güneydoğu ve Doğu Anadolu meydanlarında bunu yaşamaya başladık. Mevsim değişiklikleri o kadar havacılığı da her şeyi etkiliyor ki. Havacılıkta da her şeyin bir kuralı var. O yüzden gerçekten yani Avrupa’yı etkileyen şey bizi de bilhassa Doğu ve Güneydoğu’da daha nispeten sıcak olan noktaların tamamını etkiliyor” diye konuştu