Cumhurbaşkanı Erdoğan, evvelki akşam Saray’da AKP ve MHP milletvekillerine iftar verdi. İftara katılanlara ana yemek olarak “safranlı pilav eşliğinde mantar soslu dana fileto” servis edildi.
Dün iftar sonrası bir TV kanalının canlı yayınına katılan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Türkiye’de damak tadının değiştiği tarafında fikir beyan ederek “Koyun eti ucuz ancak tercih edilmiyor, kokusundan ötürü. Bunu da değiştirmek lazım” dedi.
Halk artan erten fiyatları yüzünden kasabın önünden geçemezken, yaşlı beşerler yanlarında sandalye getirerek sabahın kör karanlığında Et ve Süt Kurumu mağazaları önünde ucuz et kuyruğuna girerken, Nebati’nin, “damak tadından” bahsetmesi toplumsal medyada da büyük reaksiyon çekti.
İşte toplumsal medya kullanıcılarının Nebati’nin açıklamalarına verdiği yansılardan kimileri:
– Benim baktığım marketlerde iki çeşit ette birebir fiyat. Kuzunun ucuz olduğu marketler belirtilirse sevinirim. Bizim için de güzel olur.
– Bizi kendi buyruğu altında her söylediklerine itaat etmek zorunda görüyorlar galiba. Yalnız bir sorun var, sanırım kuzu etine paramızın yeteceğini sanıyor. Evvel ya maaşımızı yükseltin, ya et fiyatlarını düşürün, biz istersek değiştiririz et tercihimizi.
– Ya alışveriş yapmıyor ya da bizle alay ediyor.
– Koyun etinin 240 lira olması dışında sorun yok.
– Vatandaş olarak yakında vejeteryan olacağız mecburiyetten.
BESİCİLER DE TEPKİLİ
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin et alamayanlara tavsiyesi küçükbaş hayvancılığın can damarı olan Güneydoğu’daki besicilerin sert yansısına neden oldu.
Sözcü Gazetesi’nden Özgür Cebe’nin haberine nazaran, hamile koyunlarını maliyetlerin artmasıyla kısma göndermek zorunda kalan üreticiler, “Bunun günahı vebali onların boynunda. Koyun eti danaya nazaran ucuz ve kokuyor diye talep görmüyormuş. Bakan Bey’in, süt koyunlarının bölüme gönderilmesiyle peynir fiyatlarının 200 liranın üzerine çıkmasından haberi yok galiba. Süt veren sağımlık inekler ve koyunlar kesite gitti, hem de hamile olarak. Artık de bu süt ve süt eserleri niçin bu kadar arttı diye hiç düşünmüyorlar. Hayvancılığı el birliğiyle bitirdiler” diye reaksiyon gösterdiler.
YAYLADAN DÖNDÜLER HAYVANLARI DOYURAMIYORLAR
İlkbahar ve yaz mevsiminde başta Karacadağ bölgesi olmak üzere Kulp, Lice, Muş, Bingöl’deki mera ve yaylalardaki otlaklarda küçükbaş hayvan müddetlerini otlatan besiciler, kış mevsiminin başlamasıyla geçtiğimiz Kasım ayının son haftası itibariyle yaylalardan köylerine döndüler.
Ancak, hayvanları bahar ayına kadar nasıl doyuracaklarını kara kara düşünen besiciler, artan yem ve saman fiyatları ve Tarım Bakanlığının gerekli dayanağı sağlamaması nedeniyle devayı, doğumlarına bir ay kalan süt koyunlarını kesite göndermekte buldu. Ocak ayında koyunların kuzulama devri olmasına karşın damızlık anaç koyunlar Aralık ayında kısma gönderildi.
TÜMÜ HAMİLE VE GÜNLÜK 2 BİN KOYUN KESİLİYOR
Hayvanların gebelik periyodunda sütlerinin azalması ve yemin torba fiyatının 500 liranın üzerine çıkmasıyla ot ve saman bulmakta zorlanan üretici, Diyarbakır’da günlük 1500-2000 adet süt veren koyununu mezbahanelerde kısma gönderdi.
DANAYA NAZARAN UCUZ OLUNCA TALEP ARTIYOR
Dana etine nazaran daha ucuz olduğu için kamu kurumlarının yemek ihalesini alan firmalar, yemek fabrikaları ve restoranların tercihi de şimdi hamile iken koyunların bölüme gönderilmesinin bir öbür nedeni oldu.
“NEBATİ KEŞKE TARIM BAKANINA SORUP O DENLİ KONUŞSAYDI”
Besici Burhan Avşar da Maliye Bakanı’nın açıklamasına şu sözlerle tepki gösterdi:
“Bakan bey evvel Tarım Bakanıyla bir görüşüp son dataları, envanter kayıtlarını alıp o denli konuşsaydı keşke. Kurban bayramlarında et süt kurumunun eliyle katliam yaşandı. Dişi anaç hayvanlar acımadan kesildi. İki yıl sonra süt ve süt eserlerinde hayvan sayısında önemli düşüş olacak dedik ancak dinleyen olmadı. Sesimize kulak verilmedi. Şu anda 2 aylık olması gereken kuzular 3 ay evvel anne karnında zalimce kesildi. Koyun eti aslında tercih edilmez. Süt ve üretim maksatlıdır. Eti kokar, yavandır. Fakat üreticiler, bir koyunun dönemlik maliyeti koyunun kendi fiyatını aşınca hamile olmasına bakılmadan kısma sürdü. Yem, saman, elektrik ve çoban fiyatları üretimi durma noktasına getirdi. Artık de Et Süt Kurumu önündeki uzayan kuyruklara deva arıyorlar. Şube açmakla deva olmaz. Tek tahlil üretimi tekrar canlandırmak, dişi hayvan bölümünü durdurmaktır. Aksi halde kahvaltıdaki peyniri ve yoğurdu bulmak bile hayal olacak”