Mamut hücrelerinden elde edilen et, domates sosu ile karıştırılarak 800 gram tartısında ve 15 santimetre çapında bir köfte topu halinde getirildi.
Vow isimli alternatif protein firması, mamutun kas proteinini oluşturmak için Queensland Üniversitesi Avustralya Biyomühendislik Enstitüsü’nden Prof Ernst Wolvetang ile birlikte çalıştı.
Prof Wolvertang’in grubu etin lezzet kazanmasını sağlayan değerli bir kas proteini olan mamut miyoglobini için DNA dizini aldı ve fil DNA’sını kullanarak birkaç boşluğu doldurdu.
Bu DNA dizini bir koyundan alınan miyoblast kök hücrelerine yerleştirildi ve 20 milyar hücreye kadar çoğaltıldı. Çoğaltılan hücreler daha sonra firma tarafından mamut eti üretmek için kullanıldı.
Kimse tadına bakmadı
Ancak Vow firmasında bilimsel araştırmalar müdürü James Ryall İngiliz televizyon kanalı ITV’ye verdiği demeçte etin tadına bakmanın tehlikeli olduğunu belirtti.
Bu proteinin beş bin yıldır yok olduğunu vurgulayan Ryall, bu nedenle insanların bağışıklık sisteminin ete nasıl reaksiyon vereceğini bilemediklerini, alerjik tepkisi tetikleme riski bulunduğu için tüketilemeyeceğini tabir etti.
Ryall “mamut köftesi tüketim için değil. Lakin tüketicileri yiyeceklerinin nereden geldiği ve gelecekte nereden geleceği konusunda düşünmeye davet eden bir sembol” diye açıkladı.
Proje fikrini geliştiren Wunderman Thompson reklam firması yöneticilerinden Bas Korsten da et tüketiminin değişmesi gerektiğine işaret ederek proje ile bu bahiste bir tartışma başlatmayı amaçladıklarını belirtti.
Korsten “Amacımız nasıl beslendiğimiz ve gelecekteki alternatiflerin neye benzeyebileceği ve tadının nasıl olabileceği hakkında bir konuşma başlatmak.” diye konuştu.